HORECA kesiminde besin israfıyla çaba sektörel eğitimlerle devam ediyor

abbas

Global Mod
Global Mod
Metro Türkiye, Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü (FAO) ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle HORECA (otel, restoran, kafe) bölümünün besin israfına karşı gayretine katkıda bulunmak için, “Otel, Restoran ve Öteki Toplu Tüketim Yerlerinde Besin İsrafı İle Uğraş Kılavuzu” isimli rehberini baz alarak sektörel eğitimlere başladığını duyurdu.

HORECA dalında besin atıklarına karşı hassasiyetin artırılması, şefler ve dal profesyonelleri tarafınca bu gayretin benimsenmesi ve uygulanması maksadıyla gerçekleşen “HORECA Bölümünde Besin İsrafıyla Çaba Eğitimleri” 18 Ocak’ta başlıyor. İki etapta gerçekleşecek eğitimlerle 200’e yakın şef ve kesim profesyonelinin besin israfıyla çaba konusunda tesirli bir başlangıç yapmalarına, işletmeleri için maksatlar koymalarına ve faaliyetlerine uyan başarılı bir besin idaresi stratejisi geliştirmelerine yardımcı olunması hedefleniyor.


30 yılı aşkın bir müddetdir Türk mutfak külçeşidini korumak ve gelecek jenerasyonlara aktarmak hedefiyle çalışmalarını sürdüren Metro Türkiye, Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü (FAO) ve Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde besin israfını önlemek üzere HORECA (otel, restoran, kafe) kesimine yönelik eğitimlere başladığını duyurdu.

Metro Türkiye’nin 30’u aşkın ülkede faaliyet gösteren bir iş ağına sahip olmasının sağladığı bilgi birikiminden ve öbür ülkelerdeki tecrübelerinden faydalanarak geçtiğimiz yıl hazırladığı “Otel, Restoran ve Başka Toplu Tüketim Yerlerinde Besin İsrafı İle Gayret Kılavuzu” isimli rehberin baz alındığı “HORECA Dalında Besin İsrafıyla Çaba Eğitimleri” 18 Ocak’ta başlıyor. İki etaptan oluşan eğitimlerin birinci kısmı online olarak; ikinci kısmı ise, online eğitimini tamamlayan iştirakçilerden oluşan gönüllülerin fiziki iştirakiyle, Türkiye’nin birinci gastronomi keşif platformu olarak Metro Türkiye bünyesinde hayata geçirilen Gastronometro’nun mutfağında 6 saatlik uygulamalı bir eğitim halinde gerçekleşecek. Tamamlanan her eğitim için tüm iştirakçilerin eğitim iştirak sertifikasını almaya hak kazanacağı eğitimlerle 200’e yakın şef ve bölüm profesyoneline ulaşılması hedefleniyor.

Basın toplantısının moderasyonunu üstüne alan Gıdanı Koru Kampanya Destekçisi Dilara Koçak, konaklama kesiminde besin israfını ele alan ve bu mevzuda eğitim geliştiren farklı paydaş kümelerinin ve kesimlerin katkı ve işbirliğinin ehemmiyetine değindi.

Türüng: “Gıda israfına karşı çabaya yeni bir eğitim atılımı ile devam ediyoruz.”

Global ve ulusal çapta besin kaybı ve besin israfı sıkıntısına dikkat çeken Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Azalan doğal kaynaklar, global iklim krizi, tarım ve çiftçiyi olumsuz etkiliyor, dünyayı maalesef açlıkla ve kıtlıkla karşı karşıya bırakıyor. Bu niçinle sürdürülebilirliğin en kritik noktalarından biri de hiç elbet besin atıkları ile uğraş olarak öne çıkıyor. Zira doğal hayatın devamlılığı, besin kaynaklarının sürdürülebilir bulunmasına bağlı. İşte bu niçinle gıdayı üretirken, taşırken ve işlerken de hak ettiği bedeli vermemiz gerekiyor. Metro Türkiye olarak biz de sorumlu iş modelimiz kapsamında besin israfı ile uğraş çalışmalarımızı bütüncül bir yaklaşımla ele alıyor, ortak aklın gücüne olan inancımızla iş ortaklarımızla birlikte projeler geliştiriyoruz. Bu projelere tedarikçilerimizi ve HORECA dalındaki müşterilerimizi de dahil ediyoruz. Geçtiğimiz yıl bu bakış açısıyla ‘Gıdanı Koru’ kampanyası kapsamında, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü (FAO) iş birliğiyle otel ve restoran kesimine besin israfı ile gayret konusunda yol gösterecek kapsamlı bir kılavuz yayınlamıştık. Artık de bu kılavuzumuzu baz alarak hazırladığımız yeni bir eğitim atağı ile çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. HORECA kesiminin besin israfına karşı hassasiyetinin artırılması, şefler ve dal profesyonellerinin bu çabayı benimsemesi ve uygulaması maksadıyla başlatmış olduğumız ‘HORECA Bölümünde Besin İsrafıyla Çaba Eğitimleri”mizin, tıpkı bu alanda dalda öncü olan başka işlerimiz üzere örnek gösterilen çalışmalarımızın bir devamı olarak muvaffakiyete ulaşacağına inanıyoruz.” diye konuştu.

Gutu: “FAO, HoReCa kesim önderinin kararlı hareketini takdir ediyor”

HORECA Kesiminde Besin İsrafıyla Gayret Eğitimleri ile ilgili değerlendirmede bulunan FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Dr. Viorel Gutu şunları söylemiş oldu: “FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Metro Türkiye ile geçen yıl sektörel kılavuzların geliştirilmesiyle başlayan işbirliğinin daha da geliştiğini bilmekten memnuniyet duyuyorum. Bu teknik eğitim, yemek hizmeti şirketlerinin edindikleri ayrıntıları uygulamaya koymalarına ve önerilen tahlilleri uygulamaya başlamalarına yardımcı olacaktır. Eğitim, tüm konaklama bölümünün kapasitesini güçlendirecek ve bu biçimdece Türkiye’de Besin Kaybı ve İsrafını Tedbire ve Azaltma Ulusal Stratejisi ve Aksiyon Planı’nın uygulanmasına katkıda bulunacaktır. Bu tıp bir teşebbüs, öteki aktörlerin izlemesi için bir model ve bedelli besin kaynaklarımızın israfını önlemek ve azaltmak için genel maksada yönelik çeşitli hareketler için ilham kaynağı olacaktır.”

Işıkgece: “Gıda İsrafı Kılavuzumuzun alana taşınmasına şahit olacağız”

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece
ise “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık Kampanyamızı 1,5 yılı aşkın müddettir FAO ile birlikte yürütüyoruz. Ağır bir emek kararı, Bakanlığımız, Metro Türkiye ve FAO işbirliğinde hazırladığımız, 50’ye yakın paydaştan görüş aldığımız ve bölüme fiyatsız sunduğumuz “Otel, Restoran ve Öteki Toplu Tüketim Yerlerinde Besin İsrafı İle Gayret Kılavuzu”nu, yeniden birebir iş birliği ile daha ileriye taşıyoruz. Yarın, Kılavuzumuzun alana taşınmasına şahit olacağız.” diye konuştu. Sayın Işıkgece konuşmasının devamında Gıdanı Koru Kampanyası kapsamında HORECA’da besin israfı araştırmasının sonuçlarını paylaştı: “HORECA’larda çıkarılan yemek ölçüsünün her gün neredeyse 9’u israf ediliyor. Bu sayının birçoklarını, tüketicinin tabağında arta kalan yemekler oluşturuyor. en çok israf edilen eserler ise ekmek ve unlu mamuller. İsraf edilen besinlerin yaklaşık yarısı direkt çöpe gidiyor, kimi işletme ise hayvan yemi olarak kıymetlendiriyor. Besin tedarikçileriyle yapılan iade mutabakatları, işletmelerin rahat hareket etmesine yol açıyor. Mutfak işçisinin mesleksel maharet farklılıkları ön-hazırlık ve pişirme süreçlerinde besinlerin faal kullanılıp kullanılmamasını belirliyor. Doğrama ve pişirme kaynaklı yanlışlıklar israfa niye oluyor. Yarın başlayacak eğitimle, bu alanlarda yaşanan israfın önüne geçmek için çalışacağız.”

Besin israfının önlenmesi, önlenemeyenin bağışlanması, kalanların ise dönüştürülmesi amaçlanıyor

HORECA kesimindeki işletmelere yönelik olarak gerçekleştirilecek eğitimlerde besin atıkları ile uğraş; Dünyada ve Türkiye’de besin israfı, besin israf ölçüm çalışması, besin israfı idare grubu kurulması ve eğitimi, besin israfını tedbire, besin atıklarını ayrıştırma ve ölçme, önlenemeyen besin atığının idaresi olmak üzere toplam 6 ana başlık altında ele alınacak. Ayrıyeten eğitimler kapsamında işletmelerin besin israfını menülerin planlanması, hazırlık evresi, yemek servisi sırası ve daha sonrası yapılacaklar ile ölçümleyerek önlemesi; önlenemeyen tüketime uygun olan gereksinim fazlası besinleri bağışlaması ve kalanların da hayvan yemi, komposttan güç kazanımı üzere öbür emellerle bir daha kullanımı üzere kaçınılmaz besin fazlasının dönüştürülmesi mevzuları da yer alacak. Bu eğitimler kararında ise işletmeler besin israfını önleyerek; karbon ayak izlerini küçültüp sera gazı emisyonlarını nasıl azaltacaklarını ve bu biçimdece ekonomik açıdan tasarruf etmelerinin yanı sıra işçi bağlılığını ve motivasyonunu da nasıl artırabileceklerini öğrenmiş olacaklar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
 

Ethereum

Global Mod
Global Mod
HORECA sektöründe besin israfı mücadelesi üzerine

Besin israfı, her geçen gün büyüyen bir küresel sorun ve bunu çözmek için yapılan her katkı değerli. Ancak bir konu var ki, bu konuda yapılan tartışmaların çoğu dönüp dolaşıp aynı noktalara gelerek tekrar ediyor. Bu kadar çok konuşulmasına rağmen, sorunun ciddiyetini fark edenlerin hala doğru adımları atamadığını görmek üzücü. Metro Türkiye'nin FAO ve Tarım Bakanlığı işbirliğiyle başlattığı eğitimlerin önemi tartışmasız.

Fakat buradaki kritik nokta şu: Eğitim programları ve rehberler tek başına yeterli olamaz. HORECA sektöründe besin israfını azaltmak için sadece bilgiler değil, güçlü bir uygulama ve sistematik denetim gerekmektedir. Herkese "besin israfını engelle" demek, bunun ne kadar ciddi bir iş olduğunu anlatmak yeterli değil. Asıl olan, bu eğitimin gerçek hayatta ne kadar etkili olacağı ve sektörün buna ne kadar sahip çıkacağıdır. Besin israfı konusunda farkındalık yaratmak önemli, ancak pratikteki etkisi de en az farkındalık kadar dikkate değer olmalı.

Bu konuda konuşmaya devam edersek, hemen hemen her adımda "bir yol daha var" mantığıyla çözüm arayabiliriz. Ama temelde değişmesi gereken şey; eğitimin yanında, sektörün bu soruna karşı daha radikal ve düzenli çözümler üretmeye başlamasıdır. Eğer sektörde gerçek bir değişim görmek istiyorsak, bu işi birincil öncelik haline getirecek adımların atılması gerekiyor.

Yani, biraz daha net olalım; tekrar tekrar tartışmak yerine, besin israfı konusunu sektörde bir kültür haline getirmeliyiz. Sadece sözel değil, fiili değişim gerekiyor. Bu konuda Metro Türkiye’nin başlattığı projeler önemli bir adım, ama herkesin buna katılmasını ve sıkı bir şekilde takip edilmesini sağlamak da bu kadar önemli.
 

Eren

New member
Metro Türkiye'nin, FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle HORECA sektöründe besin israfına karşı başlattığı bu eğitim programı, bence gerçekten çok değerli bir adım. Besin israfı, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir sorun haline geldi. Otel, restoran ve kafelerde her gün tonlarca gıda israfı gerçekleşiyor. Bu kadar değerli bir kaynağın israfı, sadece kaynakları değil, aynı zamanda insanların emeğini de ziyan ediyor. Besinlerin doğru şekilde kullanılmaması, bizim geleceğimize olan sorumsuz bir bakış açısını da gözler önüne seriyor.

Bu tür eğitimler, hem işletmelerin daha bilinçli bir şekilde hareket etmelerini sağlar hem de genel olarak toplumun besin israfı konusunda farkındalığını artırır. Yalnızca restoran ve otellerin değil, aynı zamanda tüm toplumun bu konuda eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. Her birimiz, evde yemek pişirirken bile küçük adımlar atarak bu konuda fark yaratabiliriz. Örneğin, artan yemekleri doğru şekilde saklamak ya da porsiyonları fazla tutmamak gibi basit önlemler, günlük yaşamımıza kolayca entegre edilebilir.

Sektörel Eğitimler, HORECA Sektöründe Besin İsrafına Karşı Güçlü Bir Adım

Metro Türkiye'nin sektörel eğitimlerle HORECA sektöründe başlattığı bu hamle, besin israfına karşı koyma adına büyük bir fırsat sunuyor. Yalnızca sektörü değil, toplumu da dönüştürecek, yaşam kalitemizi artıracak bir süreç başlatılmış gibi görünüyor. Herkesin üzerine düşeni yapması, geleceğe daha sağlıklı bir toplum bırakmamıza yardımcı olacaktır.
 

Sena

New member
Besin İsrafıyla Mücadele ve "Çığır Açan" Rehberler!

Besin israfı, hayatımızın fark etmediğimiz sessiz katili! Yavaşça artan bir canavara dönüşüp sofralarımıza gözyaşı döktürürken, 'HORECA' sektörü buna karşı savaş açmış. Birleşmiş Milletler ve Tarım Bakanlığı gibi büyük güçler araya girince, her şey daha ciddi bir hal alıyor. Yani şu an masamızda, bu "yeni besin devrimi" için tam bir hazırlık yapılıyor.

Metro Türkiye'nin "Otel, Restoran ve Öteki Toplu Tüketim Yerlerinde Besin İsrafı İle Uğraş Kılavuzu"nu duyurması, sanki bir Marvel kahramanının çıkışı gibi. Besin atıklarına karşı bu kadar hassasiyet gösteren bir sektöre adım atmak, "Bir kase makarna bırakmaya dayanamaz mıyım?" sorusunun cevabı gibi geliyor. Eğitimlerle bu konuda farkındalık yaratmak, bir nevi ‘besin savaşçıları’ yetiştirmek gibi.

Hani şu eski filmlerde bir kahraman, bir anda “Yeter!” diyip kötüye karşı savaşmaya başlar ya, işte bu eğitimler de aynen böyle bir şey. Geliştirilen rehberin her sayfası, her detayı, bu kahramanları zafere taşıyacak gizli silahlar gibi. Biri, “Yemek artıkları geri dönüştürülmeli” diyor, diğeri "Yediğimiz kadar alalım" diyerek ekliyor. Böylece besin israfı bir "düşman" olmaktan çıkıp, üzeri altınla kaplı bir bulmaca halini alıyor.

Fakat burada işin enteresan tarafı, bu kadar ciddi bir eğitim süreci ve çözüm arayışı, biraz da ‘kültürel devrim’ gibi. HORECA sektöründe “ne kadar yemek, o kadar misafir memnuniyeti” düşüncesi, zamanla yerini “Ne kadar yemek, o kadar fazla kazanılan saygı ve çevre bilinci”ne bırakıyor. Artık restoranlarda "Porsiyonları fazla yapalım ki daha çok satılalım" zihniyeti, yerini "Porsiyonları az tutalım, ama her lokma lezzetli ve yerinde olsun" anlayışına bırakacak.

Sonuç olarak, besin israfını engelleme rehberi, bu konuda atılacak en yaratıcı ve mantıklı adım gibi görünüyor. Bunu bir dönem ve moda olarak değil, gerçek bir yaşam biçimi haline getirebilirsek, bu "ekonomik canavar" kendiliğinden bir süre sonra kaybolacaktır. Ne dersiniz, hep birlikte besin israfına karşı güç birliği yapalım?
 

Kaan

New member
HORECA Sektöründe Besin İsrafını Azaltmanın Yolları

@abbas, harika bir konuya değinmişsin! HORECA sektöründe besin israfı gerçekten büyük bir problem ve bu soruna karşı atılan adımlar, hem çevreyi hem de işletmeleri olumlu etkiler. Gerçekten de, besin israfı sadece bir etik sorun değil, aynı zamanda ekonomiye de ciddi zararlar veriyor. Ancak soruna dair çözüm arayışları da bir o kadar önemli.

Bir zamanlar çalıştığım otellerde de benzer problemlerle karşılaştım. Yalnızca yemekler değil, içecekler ve hatta tabaklardaki garnitürler bile zaman zaman israf ediliyordu. Ancak bu tip durumlarla mücadele etmek mümkündür, yeter ki doğru adımlar atılsın. Metro Türkiye’nin başlattığı eğitimler de sektördeki bu farkındalığı artırmak açısından çok kıymetli. Çünkü sadece bilinçlenmekle kalmayıp, adım adım çözüm yolları da sunuluyor.

Eğitimlere katılmanın bir adım ötesinde, her işletme kendi içerisinde küçük ama etkili stratejiler geliştirebilir. İşte birkaç öneri:

1. Müşteri İsteklerini Anlamak: Müşterinin gerçekten neye ihtiyacı olduğunu bilmek, fazladan yemek hazırlamaktan kaçınmak anlamına gelir. Menüde porsiyon kontrolü ve esneklik, önemli bir faktördür.

2. Yemek Hazırlık Miktarlarını Gözden Geçirmek: Her gün belirli bir yoğunluk yaşanır, ancak iyi bir tahmin ve hazırlık planı ile fazla yemek üretimi minimize edilebilir. Aynı şekilde, günlük malzeme alım planları da gerçekçi olmalı.

3. Geri Dönüşüm ve Yeniden Kullanım: Artan yemekleri çöpe atmak yerine, onları başka şekilde değerlendirme yolları da var. Özellikle atıklar, geri dönüşümle ve organik gübre üretimiyle faydalı hale getirilebilir.

4. Personel Eğitimi: Eğitim demişken, çalışanların doğru eğitim alması çok önemli. Çalışanlar, özellikle porsiyon kontrolü, atık yönetimi ve gıda güvenliği konularında bilinçlendirilmelidir. Bu sadece israfı önlemekle kalmaz, aynı zamanda müşteri memnuniyetini de artırır.

5. İşletme İçinde İletişim: Tüm bu adımların başarılı olabilmesi için mutfaktan servise kadar tüm aşamalarda iletişim çok önemli. İşletmelerin içindeki herkesin aynı hedefe yönelmesi gerekir: İsrafı sıfıra indirmek.

İlk başta tüm bu değişiklikler zaman alabilir ama sabır ve planlı bir şekilde hareket etmek çok önemli. Eskiden biz de aşçı başı ile sık sık bu tür konuları konuşur, nasıl daha verimli olabileceğimizi tartışırdık. Küçük değişikliklerle gerçekten büyük farklar yaratılabiliyor.

Sektörün büyüklüğünü düşündüğümüzde bu tür girişimler, toplumsal sorumluluğumuzun bir parçası haline geliyor. Senin gibi bu konuda duyarlı insanlar, sektörün geleceğini şekillendirecek. Bu eğitimler, sadece işletme sahipleri ve çalışanlar için değil, tüm sektör için bir yol gösterici olacaktır.

Evet, her şey küçük adımlarla başlar ama zamanla büyük değişimlere yol açar. @abbas, bu konuda daha fazla paylaşım yaparak bizleri aydınlattığın için teşekkürler!