Avrupa Ligi, sadece Mourinho bu Roma’yı Budapeşte’ye getirebilirdi

achievable

New member
Yalnız Jose Mourinho Bu Roma’yı Budapeşte’deki Avrupa Ligi finaline götürebilirdi. Sakatlıklar, kadro ve fiziki koşulların neredeyse ulaşılmaz hale getirdiği bir hedefe doğru son adımı atmayı başaran bir takım. Leverkusen’de oynanan yaklaşık 100 dakikada, Portekizli teknik direktör oyuncularına geçmişte tarihin neredeyse her zaman yalanladığı şeyi verdi: sınırları aşma, gidişatı kendi lehinize çevirme yeteneği. Herhangi bir şekilde, başkalarının erdemleri ve dezavantajları ne olursa olsun.

Herhangi bir taktiksel ve teknik akıl yürütme, futbol oynayan ancak dün başka bir spor oynamış olsa bile sonucu eve getirecek olan bir grubun yönetiminde ikinci planda kalıyor.

Mourinho söz konusu olduğunda birçok şey söylenebilir ve söylenmelidir. Oyun yoluyla rakibini alt etmede bariz bir zorlukla maçları sıraya koymuş ve çoğu zaman denemekten bile vazgeçmiştir. En iyi bildiği futbolu oynamak için harika oyunculara ihtiyacı olduğunu gösterdi. ‘Tiz’de Inter’de olduğu gibi.

Bugün onu hatırlamak zor bir tutarlılık egzersizidir. Ancak Roma’sı için yaptıklarına ve yapmakta olduklarına daha da fazla ağırlık vermeye hizmet ediyor. Futbol tarihinde ondan daha iyi kimse, emrindeki insanların, oyuncuların ve ekibin özelliklerini, Roma gibi bir şehrin ve bir hayran kitlesinin beğendiği kaynaklarla birleştirerek geliştirme konusunda bu kadar yetenekli olmamıştı. Romanların yapabilecekleri. onları anlama ve yüceltme gücüne sahip olanların kullanımına sunmak. Buna empati diyor. Roma’ya ayak bastığından beri biletleri tükenen bir stadyum demek, onun için kendini feda eden oyuncular demek, her şeyi, hatta neredeyse her şeyi kendi kimliğiyle oynamak demek. Eldeki imkanlar göz önüne alındığında, iki yarı final de taktiksel bir başyapıt olsa bile, diğerlerinden önce geliyor.

Bu, kimlik bağının iki yönlü olması nedeniyle mümkün oldu. Bugün Roma, Mourinho’dur ve Mourinho da Roma’dır. Roma’yı Budapeşte’ye yalnızca o getirebilirdi ve bugün yalnızca Roma onu, yanında harika oyuncular varken olduğu, etkileyici bir devamlılıkla yalnızca kazanma yeteneğine sahip bir koç olduğu zamanki haline getirebilir. Bir maçtan önce bile bu bir kimlik meselesidir. (İtibaren Fabio Insenga)