Sanal ve artırılmış gerçeklik, yapay zeka, 3 boyutlu öğrenme ortamları, hologramlar, şahsa özel eğitim, bulut bilişim… hayatın her alanında olduğu üzere eğitim de dijitalleşiyor. Öğrenciye yardımcı olacak en âlâ öğrenme yolunu tasarlayan ve düzeyine, ilerlemesine uygun örnekler, sorular, içerikler sunan eğitim 4.0’la öğrenmek artık hayli daha kolay olacak.
Öğrenme Tecrübesi farklılaştı
yaşamımızın her alanında meydana gelen süratli dijitalleşmenin eğitim ve öğretimde de değişime olan muhtaçlığı arttırdığını belirten Akademisyen, Müellif Ecehan Ersöz, “Dijital dünyanın sunduğu imkânlar beraberinde öğrenme tecrübesini defarklılaştırdı. Kaliteli, tesirli ve kalıcı öğrenmelerin gerçekleşebilmesi için öğrenme, öğretme ortamlarında değişen teknolojinin kullanılması katkı sağlıyor. Öbür yandan baktığımızda iş dünyasının gündemine uzun vakit evvel giren dijital dönüşüm ve sanayi 4.0 bahisleri var. bir daha 4. Sanayi ihtilali yani sanayi 4.0 olarak konuştuğumuz kavramla birlikte aslında işletmelerin çalışanlarda gereksinim duyduğu marifet ve yetkinliklerde de değişikler gözlemlendi. Bu aranan özellikleri global vatandaşlık maharetleri, yenilik ve yaratıcılık maharetleri, teknoloji hünerleri olarak sıralayabiliriz” dedi.
İş dünyasının beklentisi değişiyor
Duygusal zekâ, empati, işbirliği, toplumsal farkındalık, kültürel ve fikir çeşitliliği üzere başlıkların öne çıktığına dikkat çeken Ersöz, “Eğitim sistemindeki yaklaşımların da kendini bu gereksinimlere göre uyarlaması gerekiyor. ötürüsıyla geleceğe yeterli hazırlanmış kuşaklar için eğitimlerin sanayi 4.0 muhtaçlıkları doğrultusunda şekillenmesi ve şekillendirilmesi üzerine düşünülmesi gerekiyor. İşte bu eğitimdeki yeni süreç eğitim 4.0 kavramı ile tanımlandı ve bu kapsamda hizmet verme üzerine de eğitim kurumları bir müddetdir çalışıyorlar. Zira iş verenler artık klasik mezuniyetten fazla kazanılmış maharetleri önemsiyorlar ve ona bakılırsa kıymetlendirme yapıyorlar. Bu durumda, bu özelliklere, bu vasıflara sahip bireyler işletmeler için kârlılığa katkı sağlama, farklı fikirler üretme, inovasyon, müşteri memnuniyeti ve verimlilik noktasında büyük değer taşıyor” diye konuştu.
Yeni dünyanın ihtiyaçları
Bu bağlamda dünyanın içerisinde bulunduğu dijital değişim süreçlerinde üretken, dizayncı ve tahlil üreten, teknolojik değişimlere süratli ahenk sağlayabilen esnek bireylerin yetişmesinin de amaçladığını kaydeden Ersöz, “aslına bakarsanız eğitim 4.0 uygulamalarında ezbere dayalı bir öğrenme sistemi yerine dijital teknolojilerin katkısı ile yeni dünyanın gereksinimlerine karşılık verebilecek, tecrübe temelli bir eğitim sistemi hayata geçiriliyor aslında. Burada vurgulanması gereken bir öteki noktada eğitim 4.0’da neyin öne çıktığı. Hatırlama, ilişkilendirme, ayrıştırma, sorgulama, etkileşim ve yorumlamayı içeren bir müddetç gerçekleşiyor. İştirakçi olma, bilgiyi sürece ve sunma üzere öğrenme süreci çıktılarının öğrencilerin etkin iştiraki ile sağlanması amaçlanıyor” sözlerini kullandı.
Yorumlama ve sorgulama gelişiyor
Yeni yüzyıl hünerlerinin geliştirilmesini ele alan eğitim 4.0’ın yapay zeka, arttırılmış ve sanal gerçeklik, bulut bilişim, üç boyutlu baskı üzere dijital teknolojilerin kullanmasını da içerdiğini aktaran Ersöz, “bir daha eğitim 4.0 ile dijital çağ beşerinin teknolojiyi kullanımının yanında değişen teknolojinin geliştirilmesi ve tasarlanmasına da katkı sağlaması amaçlanıyor. esasen eğitimin tasarımı ve içerikler öğrencileri etkin kılacak, yorumlamalarını, sorgulamalarını geliştirecek biçimde yapılandırılıyor” dedi.
Bireysel gereksinimlere uygun
Peki, bu sürece yapay zekâ nasıl bir dayanak sağlıyor? Yapay zekanın öğrenme ve sorun çözme üzere insan zihniyle ilgi kuran bir dijital teknoloji olduğu bilgisini veren Ersöz, “Eğitim 4.0, öğrencilerin kişisel gereksinimlerine ahenk sağlayan, kişiselleştirilmiş öğrenmeyi mümkün kılan bir yarar sağlıyor. Bu sayede de bireye uygun içerikler sunulabiliyor ve öğrenme formülü olarak interaktivite sağlıyor. bir daha yapay zekâ yardımı ile eğitim teknolojilerinde kullanılan gereçlerin öğrenene mahsus olarak oluşturulmasının imkânı var. Buna da aslında bir noktada uyarlanabilir öğrenme teknolojileri de diyebiliyoruz. Burada öğrenenin özelliklerine uygun öğrenme ortamı sağlanarak düzey bazlı ilerleme mümkün olabiliyor. Yani öğrenciye yardımcı olacak en uygun öğrenme yolu tasarlanıyor ve onun karşısına düzeyine, ilerlemesine uygun örnekler, sorular, içerikler çıkartılabiliyor. Yeni kuşak öğrenme sistemleri de var eğitim 4.0 teknolojileri içerisinde. Onlar için de şahsi öğrenme ortamları ve açık öğrenme ağları üzere bulut tabanlı e-öğrenme modelleri diyebiliriz. bir daha bu sistemlerle de toplumsal medya entegrasyonu sağlanabiliyor, oyunlaştırma üzere yeni jenerasyon öğrenmeye büyük katkı sağlayan yeniliklerin öğrenme motivasyonunu arttırıcı tesirleri ortaya çıkartılabiliyor. bir daha üç boyutlu (3 boyutlu) baskı dediğimiz, öğrenenlerin dijital ortamlarda tasarladıkları modelleri üç boyutlu yazıcılar vasıtasıyla somut hale getirmeleri yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkı sağlıyor. bir daha öğretmenler derste anlatacakları hususlarla ilgili üç boyutlu baskı alarak mevzunun daha kolay anlaşılmasını sağlayabiliyorlar. Buna ilaveten de karma gerçeklik dediğimiz aslında arttırılmış ve sanal gerçekliğin bir ortada kullanıldığı teknoloji yapıları gerçek dünyayla dijital ögeleri bir ortaya getirebiliyor” dedi.
Öğrencilere uygun aktarılmalı
Karma gerçekliğin eğitimde kullanması ile öğrenen kişinin hayal ettiklerini sanal bir ortamda yaratarak bunları sanal ve gerçek dünyalar üzerinde deneyimleme imkanına sahip olduğunu lisana getiren Ersöz, şunları söylemiş oldu: “aslına bakarsanız 5G teknolojilerinin de giderek devreye girmesiyle sanal ve arttırılmış gerçeklik gerçek potansiyeli doğrultusunda da kullanılabilecek. bir daha Google-classroom üzere biroldukca ortak paylaşım, ortak içerik üretme, bir ortaya gelerek bir şeyler tasarlama platformları var. Bu platformlarda öğrencilere, velilere, öğretmenlere ortak bir çalışma alanı, tasarım yapma, proje geliştirme imkânı sağlıyor. Bu şekil öğrenme ortamlarının kullanıldığı okullarda bunların öğrencilere âlâ aktarılması, menülerinin, orta yüzlerinin uygun anlatılması ve öğrencilerin bu programlarda, bu teknolojilerde kaybolmadan tesirli bir biçimde anlaması, kullanmasının teşvik edilmesi gerekiyor. Hatta velilerin de bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Öğrenme Tecrübesi farklılaştı
yaşamımızın her alanında meydana gelen süratli dijitalleşmenin eğitim ve öğretimde de değişime olan muhtaçlığı arttırdığını belirten Akademisyen, Müellif Ecehan Ersöz, “Dijital dünyanın sunduğu imkânlar beraberinde öğrenme tecrübesini defarklılaştırdı. Kaliteli, tesirli ve kalıcı öğrenmelerin gerçekleşebilmesi için öğrenme, öğretme ortamlarında değişen teknolojinin kullanılması katkı sağlıyor. Öbür yandan baktığımızda iş dünyasının gündemine uzun vakit evvel giren dijital dönüşüm ve sanayi 4.0 bahisleri var. bir daha 4. Sanayi ihtilali yani sanayi 4.0 olarak konuştuğumuz kavramla birlikte aslında işletmelerin çalışanlarda gereksinim duyduğu marifet ve yetkinliklerde de değişikler gözlemlendi. Bu aranan özellikleri global vatandaşlık maharetleri, yenilik ve yaratıcılık maharetleri, teknoloji hünerleri olarak sıralayabiliriz” dedi.
İş dünyasının beklentisi değişiyor
Duygusal zekâ, empati, işbirliği, toplumsal farkındalık, kültürel ve fikir çeşitliliği üzere başlıkların öne çıktığına dikkat çeken Ersöz, “Eğitim sistemindeki yaklaşımların da kendini bu gereksinimlere göre uyarlaması gerekiyor. ötürüsıyla geleceğe yeterli hazırlanmış kuşaklar için eğitimlerin sanayi 4.0 muhtaçlıkları doğrultusunda şekillenmesi ve şekillendirilmesi üzerine düşünülmesi gerekiyor. İşte bu eğitimdeki yeni süreç eğitim 4.0 kavramı ile tanımlandı ve bu kapsamda hizmet verme üzerine de eğitim kurumları bir müddetdir çalışıyorlar. Zira iş verenler artık klasik mezuniyetten fazla kazanılmış maharetleri önemsiyorlar ve ona bakılırsa kıymetlendirme yapıyorlar. Bu durumda, bu özelliklere, bu vasıflara sahip bireyler işletmeler için kârlılığa katkı sağlama, farklı fikirler üretme, inovasyon, müşteri memnuniyeti ve verimlilik noktasında büyük değer taşıyor” diye konuştu.
Yeni dünyanın ihtiyaçları
Bu bağlamda dünyanın içerisinde bulunduğu dijital değişim süreçlerinde üretken, dizayncı ve tahlil üreten, teknolojik değişimlere süratli ahenk sağlayabilen esnek bireylerin yetişmesinin de amaçladığını kaydeden Ersöz, “aslına bakarsanız eğitim 4.0 uygulamalarında ezbere dayalı bir öğrenme sistemi yerine dijital teknolojilerin katkısı ile yeni dünyanın gereksinimlerine karşılık verebilecek, tecrübe temelli bir eğitim sistemi hayata geçiriliyor aslında. Burada vurgulanması gereken bir öteki noktada eğitim 4.0’da neyin öne çıktığı. Hatırlama, ilişkilendirme, ayrıştırma, sorgulama, etkileşim ve yorumlamayı içeren bir müddetç gerçekleşiyor. İştirakçi olma, bilgiyi sürece ve sunma üzere öğrenme süreci çıktılarının öğrencilerin etkin iştiraki ile sağlanması amaçlanıyor” sözlerini kullandı.
Yorumlama ve sorgulama gelişiyor
Yeni yüzyıl hünerlerinin geliştirilmesini ele alan eğitim 4.0’ın yapay zeka, arttırılmış ve sanal gerçeklik, bulut bilişim, üç boyutlu baskı üzere dijital teknolojilerin kullanmasını da içerdiğini aktaran Ersöz, “bir daha eğitim 4.0 ile dijital çağ beşerinin teknolojiyi kullanımının yanında değişen teknolojinin geliştirilmesi ve tasarlanmasına da katkı sağlaması amaçlanıyor. esasen eğitimin tasarımı ve içerikler öğrencileri etkin kılacak, yorumlamalarını, sorgulamalarını geliştirecek biçimde yapılandırılıyor” dedi.
Bireysel gereksinimlere uygun
Peki, bu sürece yapay zekâ nasıl bir dayanak sağlıyor? Yapay zekanın öğrenme ve sorun çözme üzere insan zihniyle ilgi kuran bir dijital teknoloji olduğu bilgisini veren Ersöz, “Eğitim 4.0, öğrencilerin kişisel gereksinimlerine ahenk sağlayan, kişiselleştirilmiş öğrenmeyi mümkün kılan bir yarar sağlıyor. Bu sayede de bireye uygun içerikler sunulabiliyor ve öğrenme formülü olarak interaktivite sağlıyor. bir daha yapay zekâ yardımı ile eğitim teknolojilerinde kullanılan gereçlerin öğrenene mahsus olarak oluşturulmasının imkânı var. Buna da aslında bir noktada uyarlanabilir öğrenme teknolojileri de diyebiliyoruz. Burada öğrenenin özelliklerine uygun öğrenme ortamı sağlanarak düzey bazlı ilerleme mümkün olabiliyor. Yani öğrenciye yardımcı olacak en uygun öğrenme yolu tasarlanıyor ve onun karşısına düzeyine, ilerlemesine uygun örnekler, sorular, içerikler çıkartılabiliyor. Yeni kuşak öğrenme sistemleri de var eğitim 4.0 teknolojileri içerisinde. Onlar için de şahsi öğrenme ortamları ve açık öğrenme ağları üzere bulut tabanlı e-öğrenme modelleri diyebiliriz. bir daha bu sistemlerle de toplumsal medya entegrasyonu sağlanabiliyor, oyunlaştırma üzere yeni jenerasyon öğrenmeye büyük katkı sağlayan yeniliklerin öğrenme motivasyonunu arttırıcı tesirleri ortaya çıkartılabiliyor. bir daha üç boyutlu (3 boyutlu) baskı dediğimiz, öğrenenlerin dijital ortamlarda tasarladıkları modelleri üç boyutlu yazıcılar vasıtasıyla somut hale getirmeleri yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkı sağlıyor. bir daha öğretmenler derste anlatacakları hususlarla ilgili üç boyutlu baskı alarak mevzunun daha kolay anlaşılmasını sağlayabiliyorlar. Buna ilaveten de karma gerçeklik dediğimiz aslında arttırılmış ve sanal gerçekliğin bir ortada kullanıldığı teknoloji yapıları gerçek dünyayla dijital ögeleri bir ortaya getirebiliyor” dedi.
Öğrencilere uygun aktarılmalı
Karma gerçekliğin eğitimde kullanması ile öğrenen kişinin hayal ettiklerini sanal bir ortamda yaratarak bunları sanal ve gerçek dünyalar üzerinde deneyimleme imkanına sahip olduğunu lisana getiren Ersöz, şunları söylemiş oldu: “aslına bakarsanız 5G teknolojilerinin de giderek devreye girmesiyle sanal ve arttırılmış gerçeklik gerçek potansiyeli doğrultusunda da kullanılabilecek. bir daha Google-classroom üzere biroldukca ortak paylaşım, ortak içerik üretme, bir ortaya gelerek bir şeyler tasarlama platformları var. Bu platformlarda öğrencilere, velilere, öğretmenlere ortak bir çalışma alanı, tasarım yapma, proje geliştirme imkânı sağlıyor. Bu şekil öğrenme ortamlarının kullanıldığı okullarda bunların öğrencilere âlâ aktarılması, menülerinin, orta yüzlerinin uygun anlatılması ve öğrencilerin bu programlarda, bu teknolojilerde kaybolmadan tesirli bir biçimde anlaması, kullanmasının teşvik edilmesi gerekiyor. Hatta velilerin de bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı