Küresel çapta fen ve matematik muvaffakiyetini ölçen TIMMS neticelerina bakılırsa Türkiye’de öğrencilerin uzun yıllar boyunca orta ölçek noktasının altında performans gösterdiği biliniyor. Öğrencilerin zihinlerinin açılması için yalnızca yeni eğitim devrinin başlamasından daha fazlasına gereksinim duyulduğunu hatırlatan Life School eğitim modeli, eğitimde dönüşümün artık kaçınılmaz hale gelmesine dikkat çekiyor.
Öğrencilerin global ölçekte fen ve matematik muvaffakiyetini ölçen ve 4 yılda bir yapılan Memleketler arası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması olan TIMMS neticelerinda dikkat çeken datalar bulunuyor. Türkiye’de öğrencilerin son TIMMS raporuna kadar olan süreçte 500 puan olarak kabul edilen orta ölçek noktasının altında kalması, çözülemeyen eğitim düğümünün çıktısı olarak görülüyor. Değerlendirmelerde dikkat alımlı olan bir öteki bulgu ise sosyoekonomik seviye ile muvaffakiyet içindeki değişmeyen alaka. Yeni eğitim devrinin başlamasının akabinde öğrencilerin global çapta rekabet avantajı elde etmesinin tek yolunun farkındalıklarını yükseltecek kapsamlı bir eğitim modelinden geçtiğini vurgulayan Life School eğitim modeli, bilhassa Z nesli öğrenme modelinin göz gerisi edilerek kurgulanacak her müfredatın eksik kalabileceğini hatırlatıyor.
Daha Az Kaynak Daha Az Muvaffakiyete niye Oluyor
TIMMS bulguları, öğrencilerin meskenlerinde bulunan öğrenme kaynaklarının, kendilerine ilişkin bir oda ve çalışma ortamının mevcut olup olmamasının ve ebeveynlerin eğitim durumlarının da muvaffakiyete tesiri olduğunu gösteriyor. Son yapılan TIMMS’e göre Türkiye’de 4. Sınıf matematik testinde öğrenme malzemesi daha hayli olan öğrenciler ile daha az olanlar içinde 175 puan fark, fende ise 153 puan fark olduğu raporlanıyor. Öğrencilerin sosyoekonomik durumunun güzelleştikçe puanının da güzelleştiği bulgusuna dikkat çeken Life School eğitim modeli, dezavantajları ortadan kaldırmadan bütüncül bir eğitim kalkınmasının gerçekleşemeyeceğini vurguluyor.
Dezavantajları Gözeten Jenerasyona Uygun Bir Eğitim Mümkün
Son periyotlarda yapılan bütün araştırmalarda muvaffakiyetin büyük bir kısmının okul dışı faktörlere bağlı olduğu görülüyor. Öğrencilerin sosyoekonomik ve sosyokültürel art planının göz gerisi edildiğinde dezavantajlı öğrencilerin eğitim dışı kalması, kapsamlı bir eğitim kalkınmasını zorlaştırıyor. Dezavantajlı öğrencilerin okul haricinde kimi fırsatları kaçırdığını lakin gelişimlerini destekleyecek toplumsal ve kültürel repertuarı oluşturmaları için gerekli olan kaynakların sağlanmasının mümkün olduğunu hatırlatan Life School eğitim modeli, öğrenciler içindeki bu dezavantaj farkının ortadan kaldırılarak jenerasyonun eğitim muhtaçlığına yönelik oluşturulan içeriklerle eğitimdeki toplumsal mobilitenin sağlanabileceğini hatırlatıyor.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Öğrencilerin global ölçekte fen ve matematik muvaffakiyetini ölçen ve 4 yılda bir yapılan Memleketler arası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması olan TIMMS neticelerinda dikkat çeken datalar bulunuyor. Türkiye’de öğrencilerin son TIMMS raporuna kadar olan süreçte 500 puan olarak kabul edilen orta ölçek noktasının altında kalması, çözülemeyen eğitim düğümünün çıktısı olarak görülüyor. Değerlendirmelerde dikkat alımlı olan bir öteki bulgu ise sosyoekonomik seviye ile muvaffakiyet içindeki değişmeyen alaka. Yeni eğitim devrinin başlamasının akabinde öğrencilerin global çapta rekabet avantajı elde etmesinin tek yolunun farkındalıklarını yükseltecek kapsamlı bir eğitim modelinden geçtiğini vurgulayan Life School eğitim modeli, bilhassa Z nesli öğrenme modelinin göz gerisi edilerek kurgulanacak her müfredatın eksik kalabileceğini hatırlatıyor.
Daha Az Kaynak Daha Az Muvaffakiyete niye Oluyor
TIMMS bulguları, öğrencilerin meskenlerinde bulunan öğrenme kaynaklarının, kendilerine ilişkin bir oda ve çalışma ortamının mevcut olup olmamasının ve ebeveynlerin eğitim durumlarının da muvaffakiyete tesiri olduğunu gösteriyor. Son yapılan TIMMS’e göre Türkiye’de 4. Sınıf matematik testinde öğrenme malzemesi daha hayli olan öğrenciler ile daha az olanlar içinde 175 puan fark, fende ise 153 puan fark olduğu raporlanıyor. Öğrencilerin sosyoekonomik durumunun güzelleştikçe puanının da güzelleştiği bulgusuna dikkat çeken Life School eğitim modeli, dezavantajları ortadan kaldırmadan bütüncül bir eğitim kalkınmasının gerçekleşemeyeceğini vurguluyor.
Dezavantajları Gözeten Jenerasyona Uygun Bir Eğitim Mümkün
Son periyotlarda yapılan bütün araştırmalarda muvaffakiyetin büyük bir kısmının okul dışı faktörlere bağlı olduğu görülüyor. Öğrencilerin sosyoekonomik ve sosyokültürel art planının göz gerisi edildiğinde dezavantajlı öğrencilerin eğitim dışı kalması, kapsamlı bir eğitim kalkınmasını zorlaştırıyor. Dezavantajlı öğrencilerin okul haricinde kimi fırsatları kaçırdığını lakin gelişimlerini destekleyecek toplumsal ve kültürel repertuarı oluşturmaları için gerekli olan kaynakların sağlanmasının mümkün olduğunu hatırlatan Life School eğitim modeli, öğrenciler içindeki bu dezavantaj farkının ortadan kaldırılarak jenerasyonun eğitim muhtaçlığına yönelik oluşturulan içeriklerle eğitimdeki toplumsal mobilitenin sağlanabileceğini hatırlatıyor.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı